Yeni yıl dilekleri listemi eledim, eledim, eledim tek maddeye indirdim: ¨Ülke gündemi yakamızdan düşsün artık!¨
Bakın dilek gibi dilektir bu.
Rica edeceğim kimse bana kalkıp ¨Olumlu düşün, olumlu olsun¨ tadında cümleler kurmasın, büyük kavga çıkarırım. Her gün aklımızla ve gerçeğimizle oynanmanın bir seviye daha üstünü tadıyoruz.
Şaka değil, yıl 2021 ve gerçeğimiz şu; öğrencisi, emeklisi, iş adamı, ev hanımı cümlemiz döviz kuru takip bağımlısı olduk. Ay başı ayrı, ay sonu ayrı bir dert. Ortası mı? Ortada kuyu var yandan geç.
Bir zamanlar ‘akıl almaz’ tabir ettiğimiz ne varsa artık normalimiz, hiç şaşırmıyoruz.
Dikkat! Tehlike! Alışma ve normalleştirme tuzağına düştük, boğuluyoruz. .
KİME GÜVENECEĞİNE ŞAŞIRMIŞ BİR TOPLUM
Her gün yeni bir şiddet, cinnet, rezillik, utanç vakasına uyanmaktan yorulduk, kemiklerimiz sızım sızım.
Sosyal medya isyanlarımızda bile cümleler tükendi. Kınamaktan, ilgili kurumları göreve çağırmaktan, hashtagler yapıp paylaşmaktan, bazılarının genişliğine ve pişkinliğine küfür çeşitlemeleri yapmaktan gına geldi.
İşin en fenası biz bas bas bağırır, acılardan acılara yürürken tepede oturanların duymazdan gelmesi. Sorarım size, hiç bu kadar yetersiz ve yetkisiz hissetmiş miydiniz hayatınızda?
Yahu kendisine ‘mafya’ denmesini reddeden bir mafya liderinin ağzının içine baktık aylarca. Acaba ne diyecek? Acaba kimleri ifşalayacak? Bak gördün mü, doğru söylüyor. Bir gün ansızın çıkıp gelse havaalanında omuzlara alınacak sanki. Öyle bir güvensizlikten kime güveneceğini şaşırmış bir toplum anatomisi bu. (Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalındaki ‘Suçlu ve Güçlü’ belgesel serisine başlayın derim).
Metroda kadına bıçak çeken kabadayılar, küçücük bebeği döven ‘baba’ adındaki , ayrılmak isteyen sevgilisini/karısını öldüren caniler, tecavüzcüler, daima ‘iyi halden’ yırtmanın yolunu bulanlar, onlardan cesaret alıp bıçaklarını bileyenler, kırbaçlana kırbaçlana evine kapanan düşünce özgürlüğü, gözümüzün içine baka baka söylenen pişkin yalanlar…
Cayır cayır yanan pazarlar, artık insanların alışveriş yapmaya çalışırken (yaparken diyemiyorum) uçan fiyatlara sinirden avaz avaz bağırdığı marketler, ailesini geçindiremediği için intihar eden babalar, tüm bunları görmezden gelen insanı çileden çıkaran açıklamalar…
HEVESLER TÜKENDİ, STOKTA YOK!
Tabii ki Covid 19, peşinde davul zurna gelmekte olan Omicron varyantı ve kim bilir sırasını bekleyen daha hangileri.
Günün sonunda her birimize düşen kamyon dolusu gelecek kaygısı, bozuk psikolojiler, avuç avuç yutalan antidepresanlar.
Dedim ya kimse kalkıp ¨Olumlu düşünün¨ demesin, büyük olay çıkarırım. Ödenecek faturaları, dövizi altını, marketi pazarı, ensemize yapışmış zamları, ülkenin akıbetini düşünmekten olumlu düşünmeye vaktimiz yok bizim.
Ne sevmeye, ne aşık olmaya, ne hayal kurmaya, ne dilek tutmaya mecalimiz kalmadı. Sadece akıl sağlığımızı koruyarak ertesi güne ulaşabilirsek bile kahramanız her birimiz.
Hevesler tükendi, stokta yok!
Yazıyı toparlarsak; ülkenin kaoslu ve akıl dışı gündemi yakamızdan düşene kadar tüm hayaller askıda.
Yeni yıldan tek dileğim var, o da yazının başında. Ülke gündemi sal bizi artık, hayata dönmek istiyoruz.
4 Yorumlar
İçimizi okumuşsunuz evet, böyle istiyoruz.
1-Pencereden bakınca önce sağlık gibi duruyor , gerisi sanki hikaye gibi , Sağlığı yerinde olan bir insan bir değenekle dünyayı yerinden oynatabilir hatta öküzün boynuzları üzerinden düşerebilir !
Uğur Soydan
@ugursoydan1966
1-Çözüm basit ,Çocuğunu döven ile metroda bıçak çekenin yeri hapishane olmamalı bunlar ceza süreleri bittikten sonra gene topluma dönüp suç işleyecekler Manyaklar için ömür boyu topluma dönemiyeceği bir yer bulunmalı tavsiyem Sinop’un denizden 40. km açığnda platformda tutulmaları.
Hoş geldiniz.Gerçekten çok özlemiştik yazılarınızı.Hayırlı olsun.sevgiler.
Sen hep yaz Ayse aklina, eline, diline saglik