Skip to content

Tut Şunun Ucunu Değişelim Abi

Tut Şunun Ucunu Değişelim Abi
¨Bir dakika ben artık oynamıyorum¨ diyenler buraya! Altın Kelebek'ten çekilenler, sokağa çıkmaya çekinenler... Günün yazılarına buyurun.
Share on facebook
Share on twitter
Share on pinterest
Share on whatsapp
¨Bir dakika ben artık oynamıyorum¨ diyenler buraya! Altın Kelebek'ten çekilenler, sokağa çıkmaya çekinenler... Günün yazılarına buyurun.

Bakın ben bu yaşadığımız son dönemin içeriğinden hiç hoşlanmıyorum ama bazı şeylere de bayılıyorum, hastasıyım. Hoşlanmadıklarımız malum, aklı selim, sağduyulu, kafasını kaldırıp şöyle bir etrafına bakabilen her birey vaziyetin farkında.

Ama mesela tek tük de olsa çıkan seslerin, ¨Bir dakika ya, ben artık oynamıyorum¨diyebilenlerin, ¨O iş öyle değil, yeter artık herkes kendisine gelsin¨ çekebilenlerin, ¨Korkmuyorum, susmuyorum, sinmiyorum¨ duruşluların, böyle gelmiş böyle gitmeyecek diyenlerin… yakıp yıkmadan, bölüp parçalamadan aslan gibi sözünü söyleyenlerin hayranıyım.

Bravo onlara, buralarda elbet bir gün bir şeyler değişecekse onlar sayesinde değişecek.

Belki takipçi kitlelerine attıkları bir tweet ya da giydikleri mesajı yerinde bir kıyafet, söyledikleri şarkının kalplere dokunan sahici sözleri, konserlerinde seslendikleri on binlerle yarattıkları enerji.

Belki katılmadıkları bir etkinlik,  yapmaları gerektiğini söylenene itirazları; korudukları bir ağaç, sosyal medyalarında kurdukları bir cümle, koşarak gittikleri bir protesto, tavsiye ettikleri bir şiir, bir kitap, bir film, bir yazı, hakkı yenenin yanında dimdik duruşları ile damlaya damlaya göl olacaklar.

Kişi ne kadar farkında olabilirse o kadar kandırılamaz oluyor çünkü. Kişi ne kadar soru sorabilirse o kadar her cevabı kabullenmiyor çünkü.

Kişi ne kadar görmeye başlarsa o kadar kolay razı olmuyor çünkü.

Benim ne katkım olabilir ki denmesin, üşenilmesin, eller korkak alıştırılmasın yani.

***

ALTIN KELEBEK, SEN HAYIRDIR?

Gelelim gündemdeki konulara.

48. Altın Kelebek Ödülleri 4 Aralık’ta sahiplerini bulacak ama…

Türkiye’nin en kıymetli ödül törenlerinden ‘Altın Kelebek’, çokça değer kaybetmesinin ardından  bu sene protesto ediliyor. Önce ‘En İyi Kadın Sunucu’ dalında aday gösterilen gazeteci Aslı Şafak, geçen yıl ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’nü kadın döven İbrahim Tatlıses’e veren Altın Kelebek’te olmak istemediğini tweetledi. Ki çok bomba hareket, duruş gibi duruştu.

Sonra YouTube’taki 196Sekiz kanalında yaptığı birbirinden başarılı ‘Gör Beni’ ve ‘Dur Bi Dinle’programları ile aday gösterilen  televizyoncu-sunucu Armağan Çağlayan da Instagram hesabından sosyal medya ve YouTube izleyicilerinin ödülünden daha büyük bir ödül olmadığını yazarak adaylıktan çekildiğini bildirdi.

Yani artık birileri de kalkıp sisteme ¨Sen hala hayırdır?¨ diyebiliyor.  Gözlerim dolu dolu oluyor. Attığı adımı bilen, ona buna tamah etmeyen insanları aşırı seviyorum.

 

***

CANINI SEVEN DIŞARI ÇIKMASIN!

 Maalesef geldiğimiz nokta bu. Canını seven işini gücünü halledip koşarak evine gitsin kapansın. Zaten sanıyorum bizden istenen de bu.  Sahaları boş bırakalım ki itler kopuklar, sapıklar katiller kol gezsin. Medeni, insan gibi yaşayan, başkalarına saygılı kişiler evlerine kapansın korkudan dışarı çıkamasın.

Yahu haberlere bakayım diyorum Netflix’te ‘true crime’ serisi mi izliyorum, haber mi okuyorum belli değil.

Misal: ‘Adana’da çatı aktı kavgasında kılıçlar çekildi!’ Kılıç?.

İndirimli Iphone satan mağazada insanlar birbirilerini ezdi, silahlar çekildi!’. Pardon sebep?

‘Sebepsiz kavga cinayetle bitti, kalbinden bıçakladı!’.

Ortaköy Ruby’de güvenlikler bir kadın iki adamı öldüresiye dövdü!’. Anlamadım ne?

Fotoğrafta güvenlikler yere yatırdıkları biri kadın ikisi erkek müşteriyi dövüyorlar.

Bu olayda bir dakikalık ayar duruşunda durmak istiyorum.  Bu ne rezillik Ruby ekibi? Hiiç ‘kapıdaki güvenlik bizden bağımsız’ diyerek olaydan yırtamazsınız. Siz ki yıllardır İstanbul gece hayatındasınız böyle bir skandal nasıl yaşanabilir?

Kamera görüntülerinden izliyoruz, içeri girmek isteyen bir kadın ve iki adam güvenlikler tarafından alınmıyor. Ki bu gayet olabilir. Avrupa’da Amerika’da olsa sen de paşa paşa kabullenir arkanı döner gidersin. Ama bizim ülkede öyle mi, herkes ağa, herkes paşa, herkes mafya. ¨Sen benim kim olduğumu biliyor musun¨lar havalarda uçuşur.

İşte, içeri alınmayan müşteri güvenliğe kafa atıyor. Güvenlik kolundan tutup etkisiz hale getirip meseleyi büyütmeden kapatacağına ne yapıyor?

10 kişi biri kadın üç kişiye sopalarla tekme tokat giriyorlar. Pardon ama sizin birikmiş toplu bir siniriniz mi vardı? Bir madde altında mıydınız? Güvenlik misiniz eşkıya mı? Bu ne rezillik?

Öldüresiye dövdüler diyorum. O sırada siz de oradan geçiyor olabilirdiniz ey okuyucu. Belki Ortaköy’de dondurma aldınız, belki kulüpte eğleniyordunuz fark etmez. Sizi de döverdi onlar.

Ben olsam bilmediğim, güvenmediğim, müşteri kitlesinden emin olmadığım hiçbir yere gitmem İstanbul’da.

 

 

1 Yorum


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.