Skip to content

Shakira & Pique… Kızım artık o adamları seçme!

Shakira & Pique… Kızım artık o adamları seçme!
Aldatılmaktan daha fenası bir gerizekalıya yıllarını verdiğini fark etmek. Ve o fark ettiğin anda kendine olan kızgınlığın. Diyorum ki ¨Doyalım artık bu kötü çocuk aşkına¨...
Share on facebook
Share on twitter
Share on pinterest
Share on whatsapp
Aldatılmaktan daha fenası bir gerizekalıya yıllarını verdiğini fark etmek. Ve o fark ettiğin anda kendine olan kızgınlığın. Diyorum ki ¨Doyalım artık bu kötü çocuk aşkına¨...

Biz kadınların bitmeyen bir sorunu var; ‘kötü çocukları’ seçmekten vazgeçmiyoruz. Ortalık kırmızı bayraktan geçilmiyorken ¨Yok yaa¨ diyoruz ¨Öyle değildir. Yani en azından bana değildir¨. 

Veeeee üstüne o berbat egomuzla mum dikerek; ¨Ben onu adam ederim¨.

Adam edemezsin canım, adam edemeyiz. Yılların deneyimi ve gözlemciliğiyle söylüyorum, yok öyle bir doktorculuk. 

Ve ilk gün gözüne batıp da ötelediğin o kusur/tavır/ hareket/laf her neyse tam da onun yüzünden bitirirsin ilişkini. Şaşmaz bu. 

***

Şimdi burada asıl dönüp sormamız gereken soru karşımızdakine değil (Sen neden böyle bir malsın? Niye böyle yapıyorsun? Neden beni sevmiyorsun? Neden beni aldattın?), kendimize; ¨Hala ben bu olmayacağı baştan belli adamlara neden düşüyorum?¨.  

Bakın bunun sizin ne kadar güçlü olduğunuzla, kariyerinizle, eğitiminizle, bulunduğunuz konumla falan zerre kadar ilgisi yok. Bu tamamen içimizde yakalanıp durduğumuz duygusal bir kapan. 

Ve fakat baba sorunlarının, anne kodlarının, çocukluk travmalarının ve kimseyi sevmeyen birine kendini sevdirme çabalarının da bir son kullanım tarihi olmalı değil mi kızlar?. 

Babana benzeyen o duygusal olarak müsaitliği bulunmayan, sürekli elinden kayan, sana kendini eksik hissettiren tam vazgeçecekken bir sarılışı, yaptığı küçük bir hareketle seni döngüye geri sokan, iki ileri beş geri, ışığını söndüren ve bunu hiç umursamayan, sana yaptığı ‘güzel’ bir şeyi esasen sadece kendisi için yapan,  sevgi dilenmek zorunda kalınan adamlara doymadık mı artık?

Susup içine atan, erkeği düzelteceğini sanan, manipülasyonlarıyla adamı elinde tutmaya çalışan, ne olursa olsun gitmemeye ant içmiş annemizi coverlamaktan yorulmadık mı artık?.

***

Acilen silkelenelim, doyalım ve yorulalım lütfen. 

Çünkü artık bininci defa aynı kişilik bozukluluklarını taşıyan, güvenilmez, sorumluluk almaktan kaçan, bağlanmayı ölüm zanneden, emek vermeyi aklına bile getirmeyen, aynaya bakıp ¨Yahu ben ne yapıyorum böyle?¨ sorusunu sormaya yanaşmayan adamlara dönmeyelim yüzümüzü. 

Onların oturmamış karakterlerine bahaneler uydurmaktan istifa edelim.

***

Peki şimdi ben bu konuya nereden geldim?

Shakira ve Pique 2010 Dünya Kupası’nda tanışmışlardı… love bombing zamanları…

Futbolcu, Shakira’nın ex’i ve çocuklarının babası Pique’den. 1,94 boyunda, 35 yaşında bir hırt Pique. Futboldaki başarısı umrumda bile değil, öküz işte. Her yanı kırmızı bayrak bir tip. 

Shakira dünya çapında çok başarılı, bol ödüllü, milyonların sevgilisi dünya tatlısı Kolombiyalı bir müzisyen. 2010 Dünya kupasında tanışıyorlar Pique ile. Shakira kupanın resmi şarkısı ‘Waka Waka’yı söylerken…

Aşk meşk derken çocukları oluyor, Shakira Pique’nin kariyeri için İspanya’ya yerleşiyor.  Tabii Pique durmuyor bütün ilişkileri boyunca defalarca aldatıyor Shakira’yı (ne sürpriz). Bu zaten bir kişilik bozukluğu, tartışmıyoruz bile. Başlarım libidosuna, erkekliğine… bizi kandırmasınlar böyle ‘erkeğin ihtiyaçları var ama’ zırvalığıyla. Kadının ihtiyaçları yok mu?!..  Bazı erkeklerin  pipisiyle bitmeyen sorunu var.  Hepsi bu. Neyse… hızlı anlatıyorum…

Birkaç ay önce Pique’nin Shakira’yı son aldattığı kadınla fotoğrafları çıkıyor. Dahası da çıkıyor; Pique yeni sevgilisini Shakira ile oturdukları eve bile getirmiş. Bir zoom videosunda arkada görünüyor abla. Öyle bir umursamazlık yani. 

***

Shakira tüm bu olaylar yaşanırken, haber üstüne haber çıkarken tek kelime etmedi. Ne yaptı? Her yaratıcı kişinin yapacağı gibi gidip işini yaptı. Tam burada Beyonce’nin ‘Lemonade’ albümünü alkışlamak istiyorum bir daha. O da Jay-Z’nin aldatmaları sonrası stüdyoya girip müthiş bir ilişki albümü yazmıştı. Onlar sonra toparladılar gibi ama…

Çünkü şöyle bir şey var. İntikam soğuk yenen yemek falan değil, intikam iyileşmek bence. Ve eğer sanatla, müzikle, yazarlıkla uğraşıyorsanız ürettiğiniz anda müthiş bir hafifleme salınıyor bünyeye. Acını işine çevirmek hadisesi, müthiş bir şey. 

Shakira-BZRP Music Sessions #53… şarkının Youtube izlenmesi üç günde 100 milyonu geçti. Şarkıyı çok sevdim.

Shakira da öyle yaptı yani, ‘BZRP Music Sessions #53’ şarkısıyla gündeme bomba gibi düştü. Şarkının sözlerinde şunlar var; ¨Şampiyon gibi göründün ama sana ihtiyacım olduğunda en kötü halini gösterdin….Ben senin liginde olmadığım için kendi sınıfında birine gittin. Ferrari’yi Twingo ile Rolex’i Casio ile değiştirdin… Spor salonunda bir sürü zaman harcadın ama belki beynini de çalıştırsaydın…¨ Süper atarlı, hikayesini/derdini müziğiyle anlatan bir intikam şarkısı.

***

Şimdi Pique bireyden biraz başını öne eğmesinin falan beklersin. Ses etmemesini. Ölü taklidi yapmasını değil mi?.. Adam ne yaptı? Casio saati sponsor alıp televizyondaki bir futbol programına çıktı ve sulu sulu ¨Ben yıllardır Casio kullanıyorum, çok da iyi çalışıyor¨ dedi. Ayakta alkışlıyorum. Ne diyeyim böyle bir beyinsizliğe. 

Aldatılmaktan daha fenası ne biliyor musunuz? Bir gerizekalıya yıllarını verdiğini fark etmek. Ve o fark ettiğin anda kendine olan kızgınlığın. 

Shakira da olsan seçebiliyorsun böyle adamları çünkü; bu senin bir türlü doyuramadığın gizli saklı sevgi açlığın. ¨ Düzeltirim ¨ diyen ego saçmalığın. Çocukluktan kalan yetersizliğinin altında ezilişin. 

Shakira’nın çocukluğu falan bilemem ama bu abilere razı olan kadınları çok iyi tanırım. Kendimi bu yaşımda hala yakalıyorum bu adamlara düşmek üzereyken. Çok kızıyorum sonra, oturup saatlerce düşünüyorum asıl derdimi. 

Kendini yeniden yaratmış, başarılı ve yaratıcı her kadının arkasında bir narsist erkek hikayesi olduğunu biliyorum. 

¨Doydun artık¨ diyorum kendime. Doydun. Yeter. Bu yemeği daha fazla yeme. Neyi çözemediğimi soruyorum. Bir sürü cevap bazen, bazen hiç. Kendime kırılıyorum çokça. 

Sonra kalkıp sevdiğim bir şarkıyı çalıyorum, kahvemi yapıyorum, yazımı yazıyorum, sevginin zor değil kolaylıkla hayatımıza akan şeylerde/kişilerde olduğunu hatırlıyorum. Ve sevilmeye değer olduğumu…manevramı alıyorum.

Bu Pazar yazısının özü; mezun olalım artık bu ‘kötü çocuklar’ okulundan, kepler atılsın. Çünkü var kıymet bilen, tatlı, sevgisini göstermenin eksiklik olmadığını bilen, kendine saygısı yüksek adamlar. Seçmeyi öğrenmek durumundayız; önce kendimizi sonra da güzel adamları. 

1 Yorum

  1. “Kendini yeniden yaratmış, başarılı ve yaratıcı her kadının arkasında bir narsist erkek hikayesi olduğunu biliyorum.” vurucu cümle 🙂


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.