Kızlar dikkat! Bu bir genelleme değil, canı sıkkın bir gözlemleme yazısıdır.
Çarşamba akşamı sürekli izlemesem de ara sıra baktığım Kanal D’deki ‘Doctor Foster’ uyarlaması Medyapım dizisi ‘Sadakatsiz’e takılıverdim. İzleyenler hikayeyi bilir, bilmeyenlere özet geçelim.
Çalışkan, başarılı, ailesine düşkün ve aşırı cool doktor Asya (Cansu Dere), yazdığı gerizekalılık destanından mütevellit ‘Volki Tolki’ tabir ettiğimiz kocası Volkan (Caner Cindoruk) tarafından yaşadıkları Tekirdağ’ın en varlıklı ailesi Güçlügiller’in şımarık ve genç kızı ile aldatılır.
ÖNCELİĞİ ERKEĞİ OLMAYAN KADINLAR İSTİYORUZ
Volki Tolki esasen ne yardan ne serden geçecektir ama kıskıvrak yakalanınca gururlu Asya tarafından terk edilmek suretiyle, o esnada hamile de kalan Derin Güçlü (Melis Sezen çünkü Melis Sezen) ile evlenir.
Sonrası dizi sezon sezon uzasın diye akılalmaz olaylar silsilesi…
Benim asıl konum Türk dizilerinde asla hız kesmeyen kadınların yapış yapış kocacılık hali ve her durumda köşeye sıkıştırıldığı için eli kolu bağlanan kadınlar serisi.
Ulusal kanallardaki dizilerde bir kere de düzene kibarcası ‘Hadi oradan’ çeken, önceliği ve hikayesi erkekte takılı kalmamış başrol kadınlar görelim değil mi? Sanırsınız kadının şu dünyada tek nefes alma sebebi, yegane derdi erkeğini elinde tutmak.

Bakın valla yazarken bile sinirlerim zıp, zıp.
Asya dizinin en karakterli, kocacılık taraklarında bezi olmayan, işinde gücünde, hayatının akışında kadını. Fakat Asya ne yapsa, nasıl dik dursa fark etmiyor; daima suçlu. Ve bir biçimde kendisi de bu ‘doğuştan suçlusun çünkü kadınsın’ tuzağına batıp batıp çıkıyor.
Kocası aldatıyor, Asya suçlu. Adamı boşuyor, Asya suçlu. Çocuğunu büyütüp işine bakıyor, aaaa! Bu kadar da serin kanlı olunmaz ki; yine Asya suçlu.
Eski kocası yeniden evleniyor, kalkıp yurtdışına gidip iki sene sonra dönüp (bir sene miydi artık bilemiyorum) Asya’nın tepesine dikiliyor. Yüz vermeyen Asya pek tabii ki suçlu.
Asya bir adamla yemeğe çıkıyor, yahu hiç anneye yakışır mı? Asya hem nasıl da suçlu. Tüüüü!!!!
TROLLENEN ASYA YÜZÜĞÜ GERİ VERİRSE…

Bu arada Volki Tolki’den çocuk da yapan Derin Güçlü kızımızın en büyük takıntısı da Asya (kadın kadının hem nasıl da kurdu). Önce oğlu Ali’yi Asya’dan koparmak istiyor, peşine adamlar takıp korkutuyor. Volki Tolki’nin aşağılılıkta insan rekorları kıran karakterine rağmen ille de ve sadece Volki Tolki diye önüne gelene savaş açıyor.
Kendini uçurumlardan atıp sakat numarası bile yapabiliyor. Öyle bir küçülme, fevkalade bir onurunu hiçe sayma durumu.
Gerçekten iğrenç bir hayat onunkisi.

Asya’nın peşinde güdümlenmiş füze gibi dolanan Volki Tolki zaten zırt pırt kapıda bitip bir de utanmadan ¨Neredesin?¨, ¨Kimlesin?¨ sorularıyla hesaplar soruyor. Hadsiz!
En son bölümde başka bir adam Aras’tan (Berkay Ateş) evlilik teklifi alan Asya yine trolleniyor. Bu kez insanı çocuk yapmaktan soğutabilme kapasitesine sahip uyuz oğlu Ali, eski eşi Volki ve Aras’ın taze boşandığı karısı tarafından.
Ya o Ali’nin durumu nedir? Küçücük çocuk annesine ¨Sen şunu yapamazsın, bunu yapamazsın, kimse sana aşık olamaz, evlenemezsin¨ çığlıklarıyla kapı duvar tekmeliyor.
Asya da ¨Ben seni yetiştirememişim¨ diyerek olaylara bakakalıp, yumuşak karnından vurulduğu için süngüsünü düşürmek suretiyle evlilik teklifi sembolü tek taş yüzüğü Aras’a geri vermek için paltosunun cebine koyuyor.
Yapmaaaa!!!!
Sen bu oltaya gelirsen, ömür boyu mutluluğunun anahtarını onlara vermiş olacaksın be Asya (seyirci sinirlenir).
KADINLAR MASAYA YUMRUĞUNU VURAMIYOR
İşin özü şu; hem Sadakatsiz’de hem şimdi sayamayacağım birçok dizide durum bu.
Kadınlar onları istemeyen adamların peşinde koşuyor.
Kadınlar erkekleri hayatlarının merkezi ve tek amaçları yapıyor.
Kadınlar dünyanın en karaktersiz adamlarına tutkalla yapışıyor.
Kadınlar dayak yiyor, şiddete uğruyor ve yine de ‘kocamdır’ diye orada kalıyor.
Kadınlar erkekleri başka kadına kaptırmamak için bin bir numara çevirmeye üşenmemekle birlikte bu hali kendilerine yakıştırabiliyor.
En eğitimli, en cool tabir edilen kadınlar bile ¨Yeter¨ çekerek masaya yumruğunu vuramıyor.

Bakın aklıma Camdaki Kız’daki Nalan (Burcu Biricik) geldi. O kadar okumuş kızın bu ara ara aysa da saf salak hali de deli ediyor beni. Düzenli olarak şiddet gördüğü annesine bitmeyen köleliği bir yanda, hiç sevilmediği sevişmediği, aldatan kocasına bağlılığı diğer yanda.
Esra Erol’u açıyorum, Müge Anlı’yı açıyorum mesela, diziler hafif kalıyor orada izlediğimiz olayların yanında.
Dayak yese de bir gün bile hakkıyla sevilmese de itilip aşağılansa da yerlerinden kıpırdamayan ve ¨Kocam¨ naraları atan kadınlar kırıyor kalbimi. Çok ama çok üzülüyorum.
¨Evet ve de maalesef kadın önce kendine sadakatsiz¨ diyorum.
Kadın kendini birey olarak değerli bulmayı, varlığına güvenmeyi, mutluluğunu ve huzurunu birinci plana almayı bilmiyor. Öyle öğrenmedi, öyle eğitilmedi doğru ama kadınların çoğu hala gözlerini açmamakta da inat ediyor.
Yeter artık bu inat değil mi kızlar?
Sormadan edemiyorum; acaba ulusal kanallarda bir gün kadınlara başka hikayeler biçmeye cesaret edebilecek mi yapımcılar?
2 Yorumlar
Bence sorun saçma masallarla büyütülmek.Mutlu olmanın anahtarı bir prens bulup evlenmek diye kafamıza kodlamaları
Aynı şeyi bölümü izlerken ki bende ara ara izliyorum Sadaksiz in Ali si için bende düşündüm. Evlat olsa sevilmez derler ya o kıvama getirdi beni 2-3 sene sonra bulucak bir kız ya da kendi hayatı illali olucak yüreği boş kalan Asya olucak dedim ve kanalların diziler sayesinde böyle fikirleri empoze etmesine sinir oldum.